12 Aralık 2011 Pazartesi

BÂYEZID-I BESTAMİ'NİN DERECESİNİ YÜKSELTEN KERAMETLER

            Bâyezid'e göre, velilerin ulaştığı makam ve mertebeler Allah'ın sevdiği kullarına ikramlarıdır. O demiştir ki :
            Cenab-ı Hâk bana sekiz kerametle ikramda bulundu ve sonra " Ya Bâyezid" diyerek hitab etti. Bu sekiz keramet şunlardır.
            1. Kendimi çok gerilerde, halkı daha çok ilerde gördüm.
            2. İnsanların yerine cehennemde yanmaya razı oldum ve onlara olan merhamet ve şefkatimden dolayı bunu hep arzuladım.
            3. Kendimi bildim bileli mü'minlerin gönlüne sevinç ve ferahlık havası estirmeyi düşündüm ve öyle yaptım.
           4. Yarın için aç ve sefil kalırım endişesiyle hiçbir şey alıkoymadım.
           5. Allah'ın rahmetini kendimden ziyade insanlar için çok arzu ettim.
           6. Gayretimi, mü'minlerin gönlüne ahiret âleminin sevinç verici havasını estirmeye ve onların kalbindeki gam ve kederi gidermeye sarfettim.
           7. Kendilerine olan şefkatimden dolayı rastladığım her mü'mine önce ben selam verdim.
           8. Kendi kendime dedim ki : Eğer kıyamet günü Allah beni affeder, mağfiretine eriştirir ve bana şefaatte bulunmam için izin verirse, önce şu dünyada Bana eziyet eden, beni üzen ve yeren kimselere şefaat ederim. Sonra da bana iyilikte bulunan ve beni sevenlere şefaatçi olurum. (Yıldırım 60-61)
           Bâyezid bir sene hacca gitmek üzere yola çıkmış, azığını ve eşyasını deveye yüklemişti. Birisi kendisine " bu kadar uzun yol için bu kadar yük bu deveye fazla gelmez mi ?" dedi. Bâyezid Bestami ; " Acaba yükü taşıyan deve midir ? Dikkat et bakalım, devenin sırtında yük var mı ? " dedi. O kimse dikkatle baktığında gördü ki, yük devenin sırtından bir karış yukarıda durmaktadır. O kimse hayretini gizleyemeyip, "Sübhanallah ! Ne kadar acaib bir iş" deyince Bâyezid Bestami, halimi sizden gizlesem, bana dil uzatıyorsunuz. Halimi size açık açık göstersem hayret ediyorsunuz. Ben size ne yapayım, bilemiyorum" diyerek yoluna devam etti.

Hiç yorum yok: